Social Icons

Pages

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Özel Eğitim Nedir.

ÖZEL EĞİTİM UZMANI VE ÖZEL EĞİTİM UZMANI KİMDİR?
Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2000 yılında hazırladığı 573 sayılı kanun hükmünde kararnamede özel eğitim “özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özeliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak tanımlanmıştır.
Özel eğitim öğretmeni ise; üniversitelerin eğitim fakültelerinde yeralan özel eğitim programlarından 4 yıllık lisans eğitimi almış, zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ana bilim dallarında branşlaşmış personeldir. Özel eğitim öğretmenleri aynı programda 2 yıllık yüksek lisans derecelerini aldıklarında ise “özel eğitim uzmanı” ünvanını alırlar. Özel eğitim öğretmenleri, devlet okullarında, özel rehabilitasyon merkezlerinde, ya da özel eğitim hizmeti sunulan diğer kurumlarda görev yapabilirler. Türkiye’de şu anda 8 üniversitede özel eğitim programları bulunmaktadır. Her program yılda yaklaşık olarak 50 özel eğitim öğretmeni mezun etmektedir. Özel eğitim öğretmenleri öğrencinin “bireysel eğitim program” larının hazırlanması için oluşturulan ekibe de başkanlık eder.
EĞİTSEL TANILAMA VE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Özel eğitimde eğitsel tanılama ve değerlendirme süreci Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. Bu bilgi http://orgm.meb.gov.tr/ adresinden aynen alınmıştır:
Eğitsel değerlendirme ve tanılama
MADDE 7- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde, eğitsel amaçla bireyin tüm gelişim alanındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları belirlenerek en az sınırlandırılmış eğitim ortamına ve özel eğitim hizmetine karar verilir.
(2) Bireyin eğitsel değerlendirme ve tanılaması rehberlik ve araştırma merkezinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından nesnel, standart testler ve bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılır. Tanılamada bireyin; tıbbî değerlendirme raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal gelişim öyküsü, tüm gelişim alanlarındaki özellikleri, akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri, eğitim performansı, ihtiyaçları, eğitim hizmetlerinden yararlanma süresi ve bireysel gelişim raporu dikkate alınır.
(3) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; eğitimin her tür ve kademesindeki geçişler ile bireylerin eğitim performansı ve eğitim ihtiyaçları dikkate alınarak veli ya da okulun/kurumun isteği üzerine gerektiğinde tekrarlanır.
(4) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen bireyler için Ek-1’de yer alan Özel Eğitim Değerlendirme Kurul Raporu hazırlanır. Bu rapor, özel özel eğitim kurumlarından eğitim ve destek eğitim hizmeti alan öğrenciler için her yıl yenilenir.
(5) Millî eğitim müdürlükleri, örgün ve yaygın eğitim kurumları, sağlık kuruluşları, üniversiteler, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı birimler ve yerel yönetim birimleri özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitsel değerlendirme ve tanılanması amacıyla RAM’a yönlendirilmesinde sorumluluğu paylaşırlar.
(6) Eğitsel değerlendirme ve tanılama hizmetlerine ilişkin bilgi işlem hizmetleri Bakanlıkça geliştirilir.
Eğitsel değerlendirme ve tanılamanın ilkeleri
MADDE 8- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılamanın ilkeleri şunlardır:
a) Eğitsel değerlendirme ve tanılama erken yaşta yapılır.
b) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları birlikte değerlendirilerek yapılır.
c) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; fiziksel, sosyal ve psikolojik bakımdan birey için en uygun ortamda yapılır.
ç) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin yetersizliğine göre birden fazla yöntem ve teknik ile uygun ölçme araçları kullanılarak yapılır.
d) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin eğitim ihtiyacı ve gelişimi dikkate alınarak gerektiğinde tekrarlanır.
e) Eğitsel değerlendirme ve tanılamada, bireyin öğrenme ortamları ile yeterli ve yetersiz olduğu yönler birlikte değerlendirilir.
f) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde veli, okul ve uzmanlar iş birliği içinde çalışırlar.
g) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde ailenin ve gerektiğinde bireyin görüşü alınır.
ğ) Eğitsel değerlendirme ve tanılama süreciyle ilgili olarak birey ile ailenin görüş ve onayları alınmadan hiçbir açıklama yapılamaz. Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonuçları sadece yasal ve eğitimle ilgili kararlar almak için kullanılır.
Eğitsel değerlendirme ve tanılama için gerekli belgeler
MADDE 9- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılamaya alınacak bireyler için aşağıdaki belgeler istenir:
a) Bireyin, velisinin ya da okul/kurum yönetiminin yazılı başvurusu.
b) Okula/kuruma kayıtlı öğrenciler için bireysel gelişim raporu.
c) Herhangi bir okula/kuruma kayıtlı olmayan bireyler için başvurduğu RAM’ın sorumluluk bölgesi içinde ikamet ettiğini gösteren belge.
ç) Gerektiğinde tıbbî tanılaması ile ilgili sağlık kurulu raporu.
Eğitim planı
MADDE 10- (1) Özel eğitime ihtiyacı olan her birey için Ek-1/a’da yer alan Eğitim Planı Örneği hazırlanır. Eğitim planında, bireyin tüm gelişim ve akademik disiplin alanlarındaki performansı ile öncelikli eğitim ihtiyaçlarına göre belirlenen yıllık amaçlar yer alır.
(2) Eğitsel değerlendirme ve tanılaması ilk kez yapılan her bireyin eğitim planı özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından hazırlanır.
(3) Eğitim planı yeniden hazırlanırken öğrencinin o yıla ait bireysel gelişim raporu ile bir önceki eğitim planı dikkate alınır.
(4) Resmî okul ve kurumlara devam eden öğrencilerin eğitim planı her yıl BEP geliştirme birimi tarafından yenilenir.
(5) Eğitim ve/veya destek eğitim hizmeti verilen özel özel eğitim okul ve kurumlarındaki bireylerin eğitim planı her yıl özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yenilenir.

29 Nisan 2013 Pazartesi

Otizm Nedir ?



Otizm yaşam boyu süren bir durumdur.Otizm her bireyi farklı düzeyde etlkiler.Otizm ömür boyu süren bir durumdur ama otizmi olan bireyler birçok beceriyi gerçekleştirebilir ve birçok şeyi öğrenebilirler.Otizmi olan bireyler insanlar duygularını,isteklerini,anlatmakta zorlanırlar.Yeni inanlarla tanuşmakta ve arkadaşlar edinmekte zorlanırlar.Diğer insanların ne düşündüğünü anlamakta zorlanırlar.Otizmin sebebi bilinmemektedir.Çocuğunuzun otizmli doğmasının sebebi sizin kötü bir ebeveyn olmanız değildir!
Bazı ailelerde birden fazla otizmli birey olabilir .Bu da otizmin genetik olabileceği sorusunu akııllara getirmektedir ve bu konuda araştırmalar devam etmektedir.Ama kesin olan şudur ki otizmin sebebi psikolojik bir durum değildir.Otizmi olan bireyler konuşamayabilir.Başka insanların ne söylediğini anlamakta zorlanabilir.Sadece en sevdikleri şeyler hakkında konuşabilir.
Diğer insanların söylediklerini taklit edebilir.Diğer insanların duygularını anlamakta zorlanabilir.Diğer bireylerin oyunlarına katılmak istemeyebilir.Her gün aynı şeyleri yapmaktan,aynı oyunu oynamaktan zevk alabilir.Otizmli bireyler için koordinsayon gerektiren aktiviteler zor olabilir.
Çatal kullanmak,makasla kesmek, bisiklete binmek ya da bıçakla kesmek zor gelebilir.Bir alanda matematik,sanat ya da dil gibi çok iyi olabilirler.Görsel olarak öğrenen bireyler oldukları için gözlem yoluyla başka bireylerin yaptıklarına bakarak yapılanı kolaylıkla öğrenebilirler.Bir aktivitede dikkatlerini toparlayıp yoğunlaştırabilirler.Otizmli bireylerde öğrenme güçlüğü olabilir.
Otizmli bireylerin %70-80'nin zihinsel engelli olduğu doğru değildir.Otizmli bireyler öğrenen fakat öğrendiklerini uygun şekilde uygulamakta sıkıntı yaşayan bireylerdir.Otizmli bireyler okuma-yazma öğrenebilir.

1 Ocak 2013 Salı

Otizm Taraması

Tüm çocuklara rutin otizm taraması tavsiye edildi
Hiçbir gelişim geriliği görülmese dahi, tüm çocukların otizm taramasından geçirilmesi gerektiği bildirildi. Taramanın ilk olarak 18 ay ve daha sonra da 2 yaşında yapılan sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında yapılması gerekiyor...
Amerikan Pediatri Akademisi'nin (AAP) yayınladığı yeni rehberde sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında otizm taramasının da yapılmasının erken teşhis ve erken müdahale şansını artıracağı ifade ediliyor.
AAP tarafından konuyla ilgili olarak yayınlanan raporda otizm teşhisi ve yapılan girişimlerle ilgili gelişmeler konusunda bilgiler verildi.
Otizmin olası belirtileri
Dil gelişimindeki gerilikler çocukların otizm açısından değerlendirilmeye alınmasına yol açan yaygın nedenlerden biri. Buna karşılık henüz konuşma aşamasına gelmemiş bebeklerde bu kadar belirgin olmayabilen bazı belirtilerin saptanması mümkün oluyor.
Gülümsemenin gecikmesi, anne-babanın bakışlarını izleyememe ve 10-12 ay civarında ismi söylendiğinde ya da anne-babanın işaret etmesine cevap vermemeyi de içeren bu belirtilerden bazıları bebeğin ilk doğum gününden önce fark edilebiliyor.
Otizmin diğer erken uyarı sinyallerinden bazıları ise şunlar:
Anne baba ya da bakıcısı ismini söylediğinde tepki vermemesi;
Anne-baba "şuna bak..." diyerek bir şeyi işaret ettiğinde tepki vermemesi ve kendisi anne-babasına ilginç bir nesne ya da olayı göstermek için işaret etmemesi;
6 ay civarında iletişim kurma amacıyla anne-baba ya da bakıcının konuşmalarına cevap olarak hece tekrarları yapmama;
Gülümsemenin gecikmesi;
İnsanlarla göz teması kurmaması.
Çocuğun tüylü oyuncak, battaniye veya başka bir yumuşak eşya yerine fener ışığı, anahtarlar ya da bir tükenmez kalem gibi sıra dışı eşyalara bağlılık geliştirmesi de bir sorun olduğuna işaret edebiliyor.
Ancak uzmanlar normal olarak gelişen çocukların da sıra dışı nesnelere bağlılık geliştirebileceği ya da otistik pek çok çocuğun da göz teması kurabildiğini hatırlatıyorlar. Dolayısıyla bu ince sinyallerin hiç birinin tek başına kesin bir otizm belirtisi olarak ele alınmaması gerekiyor. Ancak bunların varlığının anne-baba ve doktorlar açısından sorunun daha belirgin işaretleri ortaya çıkmadan önce uyarıcı nitelik taşıyabileceği vurgulanıyor.
Otizmin belirgin işaretleri
Çocuğun mutlaka otizm açısından değerlendirilmesini gerektiren ve çoğu sözel gelişimle ilgili işaretlerin ise şunlar olduğu belirtiliyor:
12 aylıkken hece tekrarlama, işaretle gösterme ve diğer iletişim davranışlarının olmaması;
16 aylıkken hiçbir anlamlı kelime söylememesi;
24 aylıkken iki kelimeli spontan ifadelerin olmaması;
Herhangi bir yaşta kazanılmış olan konuşma becerilerinin veya sosyal becerilerden herhangi birinin kaybedilmesi.
Uzmanlar otizm olan çocukların yaklaşık olarak dörtte birinde sözel gelişimde gerileme yaşandığını vurguluyorlar. Örneğin birkaç ay önce 20 kelime söyleyen bir çocuğun aniden dili hiç kullanmamaya başlaması önemli bir belirti olabiliyor.
Erken müdahale çok önemli
Uzmanlar otizm ve bağlantılı bozukluklarda mümkün olduğunca erken müdahalenin büyük önem taşıdığını ve bu müdahalenin kesin otizm teşhisi konulmadan önce dahi başlayabileceğini belirtiyorlar. Bu nedenle anne-babaların otizmin erken belirtileri konusunda uyanık davranmaları ve çocuk doktorlarının da sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında çocuğu bu açıdan da değerlendirmelerinin erken tanı ve girişim şansını artıracağı vurgulanıyor.
Taramalarda iki veya daha fazla risk faktörünün saptanması durumunda çocuğu izleyerek beklemenin doğru olmayacağı da raporda vurgulanarak; böyle durumlarda çocuk ruh sağlığı hekimleri ve ilgili olabilecek diğer uzmanlarla Otistik Yelpaze Bozuklukları açısından eş zamanlı, kapsamlı değerlendirme ve girişimlerin yapılması gerektiği belirtiliyor.
Söz konusu raporlar AAP'nin Pediatrics isimli dergisinin Kasım 2007 sayısında yayınlandı.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız